SİMBİYOTİK AŞK

        SİMBİYOTİK AŞK
   
       Kendimi hiç bu kadar yalnız ve eşsiz; hiç bu kadar kalabalık ve aynı hissetmemiştim. İnsan kendine hem bu kadar yakın hem bu denli uzak olamaz. Simbiyotik Aşk ile mümkün bu.

       Simbiyotik Aşk 'ta kendinizi gökyüzünde bir yıldız gibi hissedersiniz. Size en yakın yıldız ışık yıllarınca uzaklıktadır. Ama çekim kuvveti diye bir şey var arkadaş. Işık yılları uzaklığından bile çekiyor. ' Nasıl olur ?' demeyin. Simbiyotik Aşk 'la mümkün. Yemin etsem başım ağrımaz.

       Simbiyotik Aşk ' ta çekim kuvveti çok önemli bir konu. Yıldızlar arasındaki çekim yasaları ile ilgili bilimsel yeterliliğim bir astrofizikçi kadar yeterli olmadığından formülünü ifade edemem ama açıklayabilirim. Gerçekten.

      Simbiyotik Aşk teorisinde şöyle bir durum var: Ne kadar çekiyorsan o kadar çekiliyorsun ya da tam tersi, sonuç değişmiyor. İki yıldızın birbirini çekmeye devam ettiği sürece birleşip dev bir yıldız olacakları ya da  çarpışıp parçalanacakları varsayımları bir yana; insan ömrü bunu görmeye yetmez. Şahit olan varsa da tanımıyorum kendisini.

       Teorim uzay zaman boşluğunda salınıp duruyor. 'Hep' in içinde 'Hiç' olmaktan mutlu, 'Her' in içinde 'Hiç' olmaktan gururlu; ' Çok ' un içinde 'Hiç' olmaktan muzdarip. Hayatta kaç insan simbiyotik bir aşk teorisi geliştirebilir ki? Deli derler adama. 

       İşte Simbiyotik Aşk 'ta delilik ve velîlik arasında fark yoktur. Tekil, nevi şahsına münhasır; hiçlikte daha ne kadar 'Hiç' olunabileceğini sorgulayan ve merak eden bir teori bu. Anlamsızlığın içinde bir anlam bulabilenlerin şanındandır delilik. 

       Simbiyotik Aşk ise anlam aramaz; anlam yaratır.

                             MELTEM ÖZ 
                             01.10.2022


Yorumlar

Popüler Yayınlar