SİS
SİS
Hala uyuduğuna inanamıyorum. Hep benden önce kalkarsın halbuki.Kahveleri hazırlayayım bari.
Hava ne kadar da sisli bugün. Göz gözü görmüyor. Dışarı çıksam yolumu bulamam, kaybolurum herhalde. Uçsuz bucaksız hiçlik her yön, ıpıssız, bomboş görünüyor. İçim ürperiyor niyeyse. Hala uyanmadın mı,kahveler hazır.
Ne de güzel ve huzurlu uyuyorsun öyle. Seviyorum seni uyurken izlemeyi. Yüzündeki her bir çizgiyi ezberledim. Her birine sayfalar dolusu hikayeler yazdım. Her birine tek tek dokundum ve öptüm onları. Seni göğsüme bastırıp ak düşmeye başlayan saçlarını okşamayı da seviyorum; alnında, başında dudaklarımı gezdirmeyi de. Ya ellerin, öpmeye doyamadığım ellerin...Ellerin...neden buz gibi sevgilim? Bedenin de kaskatı ve donmuş gibi. Konuş lütfen, bir şeyler söyle, ne olursa.
Biliyorum sis yüzünden hepsi. Her şeyi yutuyor. Geçmişi, bu günü, geleceği, seni ve beni.Giderek grileşiyor bedenin, birazdan yok olacak, senden önceki herkes ve her şey gibi. Küçülüyor bedenin an be an gözümün önünde. Biraz daha, biraz daha, daha, da...Yoksun işte.
Yoktun aslında zaten. Hep bir hayalin peşinde, kopkoyu bir sisin içinde, nereye gittiğimi görmeden ilerlemeye çalıştım. Bir adım atsam çukur mu, tümsek mi, bataklık mı bilmeden, sadece yüreğimin beni yanıltmayacağı fikrinden cesaret alarak...Demek ki yolun sonuna kadar gelmişim. Bir yanılsamaymış , sisin icinde takip ettiğim bir hayalmiş sadece .
KENDİME NOT: Sabahları kahveyi tek kişilik hazırlamayı öğren artık.
MELTEM ÖZ
Yorumlar
Yorum Gönder