SESSİZLİK VE SONRASI
SESSİZLİK VE SONRASI
Siliniyor her şey ağır ağır. Önce bulanıklaşıyor. Ara sıra bir şimşek çakması kadar bir an dolsa da bütün varlığıma sonra aniden yok oluyor. Bir varmış ,hiç yokmuş gibi.
Sahi ne zaman bu kadar hissizleştim ben? Ölümler ayaktan başlarmış, can yavaş yavaş ayaklardan başa doğru fark ettirmeden çekilmeye devam edermiş, diye duymuştum. Aşk da böyle fark ettirmeden mi biter?
Önce ayaklarım çürümeye başladı hatırlıyorum. Saglam olduğuna inandığım zemin sivri ve kesici taşlarla, dikenlerle, cam kırıklarıyla, tuzaklarla doluydu; fark etmedim bile ayaklarımın parçalandığını yaşama değil, sevmeye alışkanlığımdan. Gecenin bir vakti titreyerek uyandığımda anladım soğuğun bedenime ulaştığını ve kalbimin yıllar önce terk edilmiş bir kuş yuvası olduğunu. İçinde en ufak bir iz bulamadım aşka dair. Zorladım beynimi; hatırlayamadım. Unutmak özgürlüktür.
İçim dışım sonbahar şimdi. Ruhum rüzgârda savrulan kurumuş yapraklar gibi akışına bırakmış her şeyi; dingin, sükûnet içinde. Bu derin sessizliği çok sevsem de biliyorum ki hiçbir şey sonsuz değildir. Birgün sessizlik biter ve uyanırsın yüz yıl süren uykundan.
MELTEM ÖZ
Yorumlar
Yorum Gönder