SEVGİLİ 'YE


                                                                                                      SEVGİLİ'YE

        İki insan gibi konuşabilmek...Tüm cinsiyetçi,ırkçı,dini,milli kılıflar  olmaksızın sadece insan olabilmek...Bu kadar mı zor? 

        Anlıyorum nedenini. Bulunduğun her yerde; hayatımda,beynimde ve kalbimde hep o kadar zirvedesin ki. Sarsılmaz tahtından bakıyorsun dünyaya ve her an vazgeçebilir gibi tahtından,rahat. Sen gülünce yıldızlar yağıyor üzerime, gecem aydınlanıyor. Zaman duruyor kollarında. Gözlerin anlatıyor dilin anlatamadıklarını ; acı acı gülümsüyorum.Biliyorum ki her şey senden yanayken ve sen sonsuza dek eril bir mahkumiyetteyken, kalbim senin için bir sürgün yeri.

        Korkutmuyor beni insan olma mücadelesi,alışığım. Bu mücadele silahla değil sevgili,yürekle; umutsuzluktan doğan umutla.Tek umudum yanlışlardan dönebilelim,dimdik bakabilelim birbirimizin gözlerine,bakışlarımızı kaçırmayalım hiç. Başka türlü yaşamayı bilmiyorum çünkü. Kırk kapıdan geçtim,kırk yılda bu kadar oldu.

        Bir mülteci endişesiyle varım hayatında,her an tetikteyim, dönebilirim kendi topraklarıma.Vazgeçmeye de hazır,direnmeye de ve ne hikmetse yorulmuyor da kavgadan yüreğim.Yenilmezliğin kuralıdır kendinle savaşlardan galip çıkabilmek.Artık fedakarlıktan vaz geçtiğin noktadır, zafere en yakın olduğun an.

        İki insan gibi konuşabilmek...Tüm cinsiyetçi,ırkçı,dini,milli  kılıflar olmaksızın ,sadece insan olabilmek...Zor değil.


                                                                                        MELTEM ÖZ

Yorumlar

  1. Bir adam sana bakarken gözlerini kaçırıyorsa, gözlerine bakamıyorsa, gözlerinde görmek istemediği bir şey gördüğü içindir, o şeyi senin gözlerinde görmeye dayanamadığı içindir... hiç bir erkek sevdiği kadının gözlerinde başka bir adamın gölgesini görmeye dayanamaz, ya da kendi yarattığı hayal kırıklığını...

    Her kimse bu adam, git ona, razı ol sana verebildiği şey her neyse ona, çünkü yazdığın her kelimeden belli o adamı ne kadar çok sevdiğin, sevmek razı olmaktır, sevmek emek vermektir, sevmek yeri geldiğinde kendi isteklerinden, arzularından, önceliklerinden fedakarlık etmektir ki zaten sevmediğin bir adam için o adam senin için ne yaparsa yapsın, hayatında ne kadar önemli bir boşluğu doldurursa doldursun bunları yapmazsın... sevmek kendinden vazgeçmektir biraz da “ben”i bir kenara bırakıp “biz” olmaktır, sevmek kendi mutluluğundan önce onun mutluluğunu düşünmektir, sevmek onun varlığında eriyip yok olmaya hazır olmaktır... işte bu yüzden çekilecek çile değildir karşılıksız sevmek, hele de sevdiğin kişi seni sevmediği halde senin sevginden faydalanıyorsa, daha doğrusu senin onu sevdiğin için yaptığın, katlandığın şeylerin tadını çıkarıyorsa, kendi ruhundaki, hayatındaki eksik şeyleri tamamlamak için senin ona olan sevgini kullanıyorsa seni yavaş yavaş yakar, yok eder.

    Birini gerçekten seviyorsan buna izin verirsin. Bile isteye seni eritmesine, yok etmesine izin verirsin. Çünkü yok olup bitene kadar en azından onunla olabilirsin, gerisini de ondan sonra düşünürsün...

    Yanisi bu bahsettiğin adamı seviyorsan git ona, git ve seni yok etmesine izin ver, böylece en azından bir şansın olur mutlu olmak için, en azından tükenene kadar mutlu olursun, çünkü aksi halde aklında, ruhunda bu adam varken hiç kimseyle, hiç bir yerde mutlu olamazsın. Seni seven hiç kimseyi de mutlu edemezsin. En fazla birilerinin seni sevmesine izin verir ve onların sana olan sevgisinin tadını çıkarmaya çalışırsın, o da şanslıysan, senin onu sevmediğini bile bile yanında olan, senin onu tüketmene katlanacak kadar çok seni sevecek biriyle karşılaşırsan...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar